Yabancı dil sorununu çözmek için uzaktan eğitim yolu..
Uzaktan eğitim konusunda çalışmamız var…
Yabancı dil sorununu çözmek için uzaktan eğitim yoluyla öğretim yapan iki firma ile sponsorluk anlaşması..
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yabancı dil sorununu çözmek için uzaktan eğitim yolunu benimsediklerini bunula birlikte katsayıyla ilgili olarak kararın 18 Martta gerçekleştirilecek YÖK Genel Kurulu toplantısında verileceğini söyledi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yabancı dil sorununu çözmek için uzaktan eğitim yoluyla öğretim yapan iki firma ile sponsorluk anlaşması yapacaklarını, gelecek yıldan itibaren üniversite birinci sınıf öğrencilerine bu yöntemle dil eğitimi vereceklerini bildirdi. Özcan, Akademisyenler Birliğinin TOBB ETÜ’de düzenlenen “Üniversite ve Bilim” konulu sempozyumunda konuştu.
Yükseköğretim sistemine ilişkin bilgi veren ve yaptıkları çalışmaları anlatan Özcan, bu yıldan itibaren uygulanacak iki aşamalı sınav sisteminin “öğrencilerin stresini azaltmayı ve tercih edecekleri mesleğe daha iyi yönelmelerini sağlayacak test çeşitliliği” amaçladığını anlattı. Özcan, “Bu sistem herkes tarafından beğenildi ama bildiğiniz gibi katsayıyla ilgili bir sorunla karşı karşıyayız. Onda da belli bir yere geldik. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 15′e 14 ile reddetti itirazımızı. Demek ki 14 üyenin tasvibini kazanmış durumdayız. Eğer bir kişiyi daha ikna edebilirsek, bu ülkemize sorun yaratmış olan problemi de halletmiş olacağız” dedi.
Uluslararası alanda yaptıkları çalışmalara değinen Özcan, ABD’deki bazı üniversitelerle işbirliğine gidildiğini kaydetti. Komşu bazı ülkelerle de işbirliği çalışmaları yapıldığını ifade eden Özcan, bu çerçevede Suriye ve Suudi Arabistan ile ortak çalışmalar yürütüleceğini anlattı. Suudi Arabistan’ın özellikle mühendislik ile ilgili projelerde işbirliği yapmak ve doktora öğrencisi göndermek istediğini söyleyen Özcan, bunun Türkiye’ye finansal açıdan yarar sağlayacağını belirtti.
“KABURGA KALDIRAMIYOR”
Önümüzdeki dönemde yapacakları çalışmalara ilişkin bilgi veren Özcan, YÖK ve ÖSYM’nin yeniden yapılandırılacağını ifade etti. YÖK’ün 29 yıllık bir kurum olduğuna ve 22 üniversite bulunduğu dönemde kurulduğuna işaret eden Özcan, “22 üniversite için kurulan bir kaburga bugün 140 üniversiteyi kaldırmamaktadır. Gerçekten zorlanıyoruz. Onun için bu yapının derhal değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
ÖSYM’nin de aynı durumda olduğunu söyleyen Özcan, “Onlar da zorlanıyorlar. Yaptıkları sınav sayısına bakarsanız Türkiye’de gerçekten çok büyük bir boşluğu dolduruyorlar. Onların da bu türden bir yapılanmaya ihtiyacı var. Onunla uğraşıyoruz” diye konuştu.
Disiplin yönetmeliğinin de değiştirileceğini bildiren Özcan, bu yönetmelikte yer alan suçların ve cezaların da artık bugünkü suçları karşılamadığını kaydetti. Özcan, YÖK’e en çok intihal ile ilgili şikayetler geldiğini, bu konuda değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti.
Uzaktan eğitim konusunda da çalışmalar yaptıklarını anlatan Özcan, Doğu’daki bazı üniversitelere öğretim üyesi bulmakta zorlandıklarını söyledi. Özcan, buralarda, gelişmiş üniversitelerde uzaktan eğitim metotlarıyla hazırlanmış programların kullanılmasını öngördüklerini ifade etti.
Özcan, üniversitelerde “af” gerektirmeyecek bir düzenlemeye de gidileceğini ifade ederek, öğrencinin üniversiteden atılmadan belli bir krediyi istediği sürede tamamlamasının öngörüldüğünü ancak ödeyecekleri harç miktarının yıllar geçtikçe artacağını anlattı. Yatay Geçiş Yönetmeliği’nin de değiştirileceğini bildiren Özcan, öğrencilerin programlar arasında yatay geçişlerine imkan sağlayacak bir düzenleme yapılacağını belirtti.
YABANCI DİL
Türkiye’de yabancı dil öğretmede sorun yaşandığını vurgulayan Özcan, bu konuda bir çalışma başlattıklarını bildirdi. “Bizim başaramadığımız hususlardan bir tanesi yabancı dil öğretimidir. Nasıl böyle bir başarısızlığa ulaştığımız beni gerçekten kaygılandırıyor. Gerçekten üzülüyorum. Çünkü her gittiğimiz yerde karşımıza çıkan en büyük engellerden bir tanesi bir yabancı dili konuşamaması” diyen Özcan, bu sorunun uzaktan eğitim yoluyla çözülebilmesi yönünde görüş oluştuğunu anlattı.
Özcan, şunları söyledi:
“Belki yaş itibarıyla biraz geç ama uzaktan eğitim yolundan yardım alabileceğimize karar verdik. Dünyada uzaktan eğitimle İngilizce öğreten 11 firma var. Hepsiyle konuştuk ve ikisi üzerinde karar kıldık. Şimdi onlarla, sponsorlarla anlaşmak üzereyiz bugünlerde. Sponsorluk anlaşmalarını yaptığımızda birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak önümüzdeki yıl, bu programları vereceğiz.
Bu program güzel bir program. Senkron, asenkron parçaları var, ‘call center’ları var. Bunlarla 24 saat, isterseniz bilgisayarla isterseniz telefonla konuşabilirsiniz, soru sorma, cevap alma imkanınız var.”
Türkiye’de bazı üniversitelerin “mükemmeliyet merkezi” olarak belirlenmesi yönünde çalışma yaptıklarını ifade eden Özcan, 2012 yılına kadar her üniversitede bir Bologna Ofisi kurulmasının planlandığını, ayrıca üniversitelerde patent konularında çalışacak teknoloji transfer ofisleri oluşturulacağını anlattı.
Özcan, bir soru üzerine, katsayı konusundaki kararın 18 Martta gerçekleştirilecek YÖK Genel Kurulu toplantısında verileceğini bildirdi.
“HER YIL ÜNİVERSİTE İÇİN İKİNCİ ŞANSINI DENEYEN YAKLAŞIK 860 BİN ÖĞRENCİ VAR. BU ÖĞRENCİLER SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEMİZE DE ENGEL OLUYOR”
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, her yıl üniversite için ikinci şansını deneyen yaklaşık 860 bin öğrenci olduğunu ve bu öğrencilerin sistemi değiştirmede kendilerine engel oluşturduğunu belirtti.
Özcan, “Mesela açık uçlu sorulardan oluşan bir sınav vermek hepimizin arzusudur ama sayı o kadar yüksek ki onu yapacak durumda değiliz. O tür faaliyetlerden geri duruyoruz. Öncelikli amacımız bu 860 bin öğrenciyi eritmek” dedi.
Özcan, Akademisyenler Birliğinin TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde düzenlediği “Üniversite ve Bilim” konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, yüksetöğretimde karşılaşılan sorunları ve planlanan çalışmaları anlattı.
Türkiye’de yükseköğretimde karşılaşılan sorunların dünyada karşılaşılan sorunlardan farklı olmadığını belirten Özcan, en önemli sorunlardan birinin öğrenci sayısındaki artış olduğunu söyledi. Özcan, “Bölümlerimizi, fakültelerimizi ülkemizin ihtiyaçlarına göre uygun şekilde açmadığımız için oradan mezun olan öğrencilerin istihdam edilebilirlik özellikleri az oluyor” dedi.
Türkiye’de yükseköğretimin finansmanı ile ilgili çok az çalışma yapıldığını ifade eden Özcan, müfredat programlarının toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara göre güncellenmesi gerektiğini de söyledi. Üniversitede öğretilen ile uygulama arasında ciddi bir fark olduğunu anlatan Özcan, bu konuda iş adamlarının şikayette bulunduğunu kaydetti.
Artan öğretim üyesi ihtiyacının karşılanmasının da önemli olduğunu ifade eden Özcan, “Kabaca hesaplanacak olursa 3040 bin öğretim üyesine daha ihtiyacımız var” diye konuştu. Üniversite kontenjanlarında yapılan artışa da değinen Özcan, son iki yılda Türkiye’nin her ilini kapsayacak şekilde yeni üniversiteler açıldığını hatırlattı.
“VAKIF ÜNİVERSİTELERİ ARASINDAKİ REKABET”
Her yıl yaklaşık 860 bin öğrencinin üniversite için ikinci şansını denediğini belirten Özcan, şunları kaydetti:
“O kadar rakamı her yıl taşımak zorundayız. Bu türden bekleyen öğrenciler olmasaydı belki bu yıllarda arz ile talebi örtüştürmek durumunda olacaktık. Bu 860 bin öğrencimiz sistemi değiştirmemize de engel oluyor. Mesela açık uçlu sorulardan oluşan bir sınav vermek hepimizin arzusudur ama sayı o kadar yüksek ki onu yapacak durumda değiliz. O tür faaliyetlerden geri duruyoruz.
Öncelikli amacımız bu 860 bin öğrenciyi eritmek. Bu yolda da fena gitmiyoruz. Belki biraz kaliteden ödün vermek pahasına daha fazla üniversitemize daha fazla öğrenci almaya karar verdik.”Bundan 1520 yıl sonra Türkiye’nin nüfusunun artacağını belirten Özcan, böyle bir nüfusta yükseköğretim çağında olan öğrenci sayısının 1 milyon 200 bin olacağının tahmin edildiğini belirtti. Özcan, şöyle devam etti:
“15 yıl sonra yükseköğretimde yüzde 50 okullaşma oranını tutturulursa bu sayı 600 bin öğrenci eder. 600 bin öğrenci ile baş başa kalırız. Bu hem iyi hem kötü haber. İyi haber, çünkü o zaman öğrenciler böyle zorlu bir üniversite sınavına girmek zorunda kalmayacaklar. Kötü bir durum, vakıf üniversiteleri arasındaki rekabet çok ciddi bir boyut alacak alacak ve maalesef bazıları kapanma gibi bir durumla karşı karşıya gelecek. Bir şekilde bu yıldan sonra vakıf üniversitesi açmada frene basmalıyız. Bu projeksiyonlarla daha fazlasını yapmak, bile bile hata yapmak olur.”Özcan, öğretim üyesi temini ile ilgili bilgi vererek, vakıf üniversitelerinin yurt dışına burslu öğrenci gönderme faaliyetlerini arttırdığını ifade etti.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ
Mevzuat konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Özcan, “Yamalı torbaya benzeyen 2547 sayılı kanunumuz var. Ek maddeleri ana maddelerden daha fazla bir hale geldi. Nokta atışları yaparak kanunda en çok aksayan yerleri değiştirmek için karar aldık. Onlarla uğraşıyoruz” dedi.
Doçentlik Yönetmeliği’nde yapılan değişikliği anlatan Özcan, bu değişiklikle geçen seneki doçentlik başvurusunda, daha önce yaşanan şikayetlerin görülmediğini söyledi. YÖS’ün kaldırıldığını anımsatan Özcan, bu sınav olduğu sürece dışarıdan öğrenci getirmenin mümkün olmayacağını belirtti.
Mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılmasına önem verdiklerini ve bununla ilgili yapılan çalışmaları anlatan Özcan, “Katsayı meselesi de onun içinde olduğu için benim açımdan önemli. Yoksa bizatihi olarak katsayının kendisinin bir önemi yok. Mesleki eğitimi engellediği için önem arz ediyor” dedi. Özcan, Meslek Yüksek Okullarının yapılandırılması ve Teknoloji Fakültelerinin kurulması üzerinde çalıştıklarını anlattı.
Sınavsız girişi kaldırmak istediklerini belirten Özcan, “Bu okulların müdürlerinin bize söylediklerine göre, buraya gelen öğrencilerin kalitesi çok düşük. Biz de buna bağlı olarak buraya bir sınav koyalım, üniversiteye giriş sınavında birinci aşamada alınan puan esas olsun gibi bir sistem getirmeye çalışıyoruz. Belki bunu hemen getirmeyiz, çünkü bazı öğrencilerin kazanılmış hakları var, 3 yıl sonra belki devreye girmesi kanuni bakımdan daha doğru olur” diye konuştu.
Almanya ve İtalya ile üniversite konusunda işbirliği yaptıklarını hatırlatan Özcan ancak Türkiye’de İngiliz üniversitesinin kurulması konusunda başarısız olduklarını söyledi. Özcan, “Çünkü onların işleyiş sistemi farklıydı. Orada devlet karışmadığı için teker teker üniversitelerle anlaşmak gerekiyor. Ama TürkAlman Üniversitesi ve Türkİtalyan Üniversitesi için İstanbul’da bir yer arıyoruz” dedi.
En çok okunan haberlerden bazıları..
Haber Arşivi: 20010 ÖSS Sistemi.., 2010 ÖSS, 2010 ÖSS Sınav Sistemi, 2010 ÖSS Sınav Tarihi, 2010 ÖSS'de neler önemli, ÖSS Analiz ve İstatistikler.., Son Üniversite Haberleri.., Üniversite Haberleri 2010, Üniversite Haberleri..
"İstanbul Arçelik Bayileri"
You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.
Leave a Reply