Bakan Akdağ: CHP’nin ceberut bir devlet anlayışı var
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) misyonunun ceberut bir devlet anlayışı olduğunu söyledi.
CHP’nin, milletin iradesinin üstünde vesayet gören bir devlet anlayışına sahip olduğunu dile getiren Akdağ, “Militarist vesayet, bürokratik vesayet, hakim vesayeti gibi. CHP’ye göre bunlar, bu kuruluşlar ve kurumlar halkın üzerindedir. Onun için değişemezler. Değişme şansları yok. Zihniyet değişmeden de kişilerin değişmesi hiç önemli değildir.” dedi.
Afyonkarahisar merkeze bağlı Erkmen Belediye Düğün Salonu’nda düzenlenen ‘AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı Türkiye Buluşması’ toplantısında konuşan Bakan Akdağ, CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nin SSK Genel Müdürlüğü yapmış birisi olduğunu söyledi. Onun döneminde bu milletin SSK hastanelerinde ne çileler çektiğini herkesin bildiğini hatırlatan Akdağ, “Biz bu işi ortadan kaldırmak için 2005 yılında hastaneleri birleştiriyoruz dedik. Benim halkım, sen işçisin, sen memursun, sen yeşil kartlısın git şurada sürün denecek bir halk değildir. Hadi gelin bu hastaneleri tek çatı altında toplayayım vatandaş hizmet alsın dedik. Bu hastaneler vatandaşın malıdır, sendikaların değil. Aman Allahım ne tartışmalar, ne müdahaleler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun partisi koşa koşa Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Aslında koşa koşa gitmesine gerek yok, çünkü zaten kapısında bekliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Akdağ şöyle devam etti: “Biz milletin iradesini yansıtmak için kanun yapıyoruz. Onlar milletin iradesini zedelemek için Anayasa Mahkemesi’ne götürüyorlar. Hastanelerin bir çatı altına alınmasını CHP Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü. Allah’tan o zaman aklı, selim galip geldi ve Anayasa Mahkemesi dokunmadı. Ama 6′ya 5 ile kıl payı geçmişti. O gün Anayasa Mahkemesi hayır, bu yanlış deseydi sizler yine hastanelerin kapısında sürünmeye devam edecektiniz. İşte CHP böyle bir CHP’dir. Şu anda Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanı olmakla CHP değişmiş olmuyor.”
Bu senenin başında Tam Gün Kanunu yaptıklarını hatırlatan Akdağ, “Sağlık Bakanlığı’nda olanlar zaten muayehanelerin çoğunu kapatmış durumdalar. Çünkü biz doktorlara muayehanelerini kapatınca ilave para veriyoruz. Sen yeter ki benim vatandaşımdan isteme, biz sana vereceğiz dedik ve kapattık. Artık muayehane diye bir şey yok. Üniversitelerde bu sıkıntı var, hoca ve döner sermaye parası olarak maalesef çok yoğun bir biçimde devam ediyor. 2011 yılının ocak ayından itibaren üniversite hastanelerinde artık hoca parası, bıçak parası, muayene parası tarihe karışacak.” diye konuştu.
CHP’nin bunu da Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğünü belirten Akdağ, “Bunlar halkçı falan değil. Bunlar halkın nerede yararına bir şey varsa onun karşısındadır. Bunlar tuzu kurular. Bunların kılık kıyafetine ve numaralarına asla aldanmayalım. Böyle bir kanunu Anayasa Mahkemesi’ne götüren CHP halkı adını partisinden sildirsin. Kendi partisine ‘cumhuriyet bürokrasi partisi’ desin. Cumhuriyet de yakışmıyor onların partilerine ama ‘bürokratik oligarşi partisi’ de diyebilirler adlarına. Çok yakışır. Tam Gün Kanunu, Anayasa Mahkemesi’nin kapısındadır. Ben size CHP’yi şikayet ediyorum. Olur ya bir yanlışlık yapar da Anayasa Mahkemesi kanunu zedelerse yarın muayene parası verdiğiniz her olay CHP’nin eseridir.” dedi.
“Şimdi çıksın Kılıçdaroğlu ağzını doldurarak genel başkan seçildiği ya da seçileceği gün hakaretler yağdıracağına çıksın delikanlıcı desin ki ‘bu Tam Gün Kanunu’nu biz Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Bu Sayın Baykal’ın fikriydi. Ben geri çekiyorum’ desin.” diyen Akdağ, sözlerni şöyle sürdürdü: “Biz kanunu CHP’liler ile birlikte yaptık. Onları aslında ikna ettik. Baykal, bana bununla ilgili olarak ’siz bunu getiriyorsunuz ama bu sosyalist ülkelerde olur’ kabilinde bir şeyler söyledi. CHP’nin misyonu ceberut bir devlet anlayışıdır. Milletin iradesinin üstünde vesayet gören bir devlet anlayışıdır. Militarist vesayet, bürokratik vesayet, hakim vesayeti gibi. CHP’ye göre bunlar bu kuruluşlar ve kurumlar halkın üzerindedir. Onun için değişemezler. Değişme şansları yok. Zihniyet değişmeden de kişilerin değişmesi hiç önemli değildir.”